Pazartesi, Mart 31

Davet Menüsü, Marshmellow'dan Şeker Hamuru, Elmalı Pay



Biliyorum bu hafta pek uzun bir ara verdim. Eşimin şehir dışına gitmesi gerekiyordu ve "yeter artık yalnız kaldığımız" nidalarıyla ben ve oğlum da peşine takıldık. Daha önce bahsettiğim gibi biz Çin'in yeni gelişen bir şehrinde yaşıyoruz. Gittiğimiz şehir ise Çin'in başkenti Pekin'di. Orada elime rehber kitapçığını alıp, gidilebilecek yerleri seçip (tabii 2 yaşındaki yaramaz bir çocukla) elimden geldiğince kimi zaman yürüyerek kimi zaman taksiye atlayıp gezmeye çalıştım, alışveriş yaptım. Ünlü yasak şehire gittim, ilk alandan geri döndüm o ayrı. Sağolsun oğlum uçan tekmeleri ve kanında varolan küçük Osmanlı'lığın naralarıyla beni spot ışıklarının altındaymışım gibi hissettirince, oradan uçarcasına kaçtım ama azimliyim, bir gün Çin Seddi'yle beraber özgürce de gezebilmeyi umuyorum.

Geçen haftadan beri davet menümü bekliyorsunuz biliyorum, biraz da özür anlamında bu postta bolca resim ve tarif olsun dedim. Aslında bu pek beğeni toplayan hatta evlere götürülen elmalı payları sonraki post'un başlığı yapayım demiştim ama bu da bana ceza olsun. Elimde başka hiçbir tarif de kalmadı, öğrencilik yıllarımdaki gibi ödevimi hep son güne bırakmış hissim var içimde. Belki sonraki denememi yine Çin tariflerinden biriyle yaparım. Hem "Philadelphia" krem peyniri de bulmuşum, kim tutar artık beni?

Bu pastanın kaplaması için ilk defa Ayşe'nin sitesinde rastlayıp koca bir "yaşasın!" çektiğim marshmellow'lu şeker hamurunu yapıp kullandım. Şimdi diyorum ki keşke buraya gelirken kilo kilo glikoz ve jelatin tozu stoklamasaymışım. Gerçekten hazır şeker hamurundan farksız ve mis kokulu bir hamur elde ettim. Yalnız ben beyaz renkte marsmellow bulamadığım için hamurum mecburen pembe ve türevleri oldu, o konudaki araştırmalarım sürüyor. Tarif için lütfen tıklayın.

Pastamın pandispanyasını 2 gün önceden yapıp streçle sardım. Dolapta beklettim. Kalıbım 25 cm'likti.

Malzemeler
6 yumurta
1,5 su bardağı toz şeker
1,5 su bardağı un
1 paket şekerli vanilin
1 paket hamur kabartma tozu
50 gr. eritilmiş tereyağı
Bir çimdik tuz

Yumurtaların aklarını ve sarılarını dikkatlice iki kaba ayırın. Akları tuzla beraber köpük köpük olana dek çırpın. İçine azar azar toz şekeri ilave ederek çırpmaya devam edin. Tüm şeker eklendikten sonra karışım pürüzsüz ve koyu bir hale gelinceye kadar çırpmaya devam edin. Şekerler eriyince (ben karışımı iki parmağım arasında ovalıyorum elime pütür gelmezse çırpmayı bitiriyorum) içine yumurta sarılarını ekleyin ve karışıma çırparak yedirin. Unla beraber kabartma tozu ve vanilyayı eleyerek karışıma katın ve mikserin en düşük devrinde karışıma dikkatlice yedirin. Son olarak yağı ekleyip çırptıktan sonra yağlanmış kalıbınıza döküp önceden ısıtılmış 175 derecedeki fırınınızda pişirin. (Fırının kapağını ilk 20 dakika açmayın)

Krema için (Tarif Leman Cılızoğlu'ndan)
3 yumurta
1 çay bardağı un
1 su bardağından 1 parmak eksik toz şeker
2 su bardağı süt
Yarım limon kabuğu rendesi
1 paket şekerli vanilin ya da yarımçay kaşığı silme saf vanilya

Süt, vanilya ve limon kabuğu rendesi hariç tüm malzemeyi bir tencereye koyun, sütü azar azar ilave edip topak olmamasına gayret ederek karıştırın. Ateşe koyup koyulaşana dek karıştırarak pişirin. Kaynayınca 1 dakika fokurdamasına izin verin. Altını kapatıp vanilya ve limon kabuğu rendesini ekleyip karıştırın. Kremanızı ara ara karıştırarak üzerinin kaymak tutmasına izin vermeden soğutun. İyice ılınınca üzerini kapatıp dolaba kaldırabilirsiniz. Pastada kullanmadan önce mikserle tekrar çıprmayı unutmayın.

Pandispanyamızın bombe yapan kısmını tırtıklı bir bıçakla keserek düzlüyoruz. Artan parçaları krema için bariyer yapmakta kullanacağız. Kekimizi 3 kata ayırıyoruz. Üst kısımdan kalan kekleri elimizle ufalayıp bir kaseye dolduruyoruz, içine 2-3 çorba kaşığı hazırladığımız kremadan koyup hamur yapar gibi yoğuruyoruz. Hazırladığımız hamuru eşit iki parçaya ayırıyoruz, bir parçasını kullanarak uzunca yuvarlıyoruz. Pandispanyamızın ilk katının dışına çember şeklinde çerçeve yapıyoruz. bu sayede kremamız pastamızdan taşmayacak. Bu yöntemi blog dostlarımdan Zümrüt'te görmüştüm, kendisine de çok teşekkür ediyorum bu harika fikir için.



Yaptığımız çerçevenin içini, hazırladığımız kremanın üçte biri ile doldurup içine arzu ettiğimiz meyve veya dolgu malzemelerinden birini koyuyoruz. Ben pastamın ilk katında çilek, ikinci katında muz parçaları kullandım. Daha sonra kalan hamurdan ikinci çerçeveyi yapıp ikinci kata da sıralıyoruz. Tekrar krema ve meyve ile doldurduğumuz pastamızın üzerini kapatıp etrafını kalan krema ile iyice sıvıyoruz.



Pastamızı en az 3-4 saat dolapta beklettikten sonra hazırladığımız şeker hamuru ile kaplıyoruz.



Uygun büyüklükte açtıımız hamurumuzu, düzgünce pastamıza giydirip fazlalıkları bir rulo kesme aracıyla alıyoruz.



Kestiğimiz parçadan uzunca bir kurdele kesiyoruz ve pastanın alt kısmına çok az su sürerek yapıştırıyoruz. Ben süslemesinde "cımbız" denilen bir aleti kullandım. İlk defa kullandığım için de pek düzgün olmadı malesef. Yine pastanın üst kısmını da bu alet ile çepeçevre olmak üzere şekillendirmeye çalıştım.



Pastamın süslemesi için pek fazla alternatif düşünemedim renklerim kısıtlı olunca; sadece iki renkten güller ve şekiller hazırladım. Gülleri az bir hamurun üzerine batırdım, kalan şekilleri ise dağınık bir şekilde pastama yerleştirdim. Güllerin arasına birkaç aksesuar yerleştirerek daha ferah bir görüntü yakalamaya çalıştım.




Hemen yeni arkadaşlarımın pastamı nasıl bulduklarını anlatmak istiyorum; öncelikle hepsi şok oldu, daha önce böyle bir pasta görmediklerini dile getirdiler ve beni tebrik ettiler. Bir bilseler ki Türk hanımları daha neler yapıyor, bu pasta onlarınkinin yanında çirkin kalıyor; hayretleri iki katına çıkardı eminim. Kimisi pastanın resmini çekti, kimisi bu işi profesyonelce mi yapıyorum diye sordu, kimisi ders vermemi istedi. Bu işi profesyonelce yapmadığımı ama bir çok arkadaşım ve sevdiklerim için bolca bu tarz pastalar yaptığımı ifade ettim. İsteyen olursa yapabileceğimi de ekledim ;)

Menüdeki bir başka şaşırtıcı tadımız "kısır"dı, herkes en az 2 sefer daha aldı ve bin tane de soruya maruz kaldım. "İçinde ne var", "bu kuskus mu", "domates tadı var ama domates yok" gibi. Aslında ben kısırın içine marul koymam ama elimde dereotu olmadığı için(burada yok) yeşillik gözüme az geldi. Bir de bulgurun bir buğday türevi olduğunu ama kuskusun makarna türevi olduğunu ve ikisinin farklı olduğunu anlatamadım, zira buradaki ve yabancı ülkelerdeki kuskus aynı bulgura benziyor. Araya bunun geleneksel bir Türk yiyeceği olduğunu da sıkıştırdım, Yunanlılar'ın da bizim pek çok lezzetimizin üzerine yattığından da dem vurmayı unutmadım. Sonuç olarak çok beğendiler ve ben de çok sevindim.



Diğer bir salata da makarna salatasıydı, içinde mısır, havuç, bezelye ve bolca turşu vardı. Makarna salatası da severek tüketildi.



Yine misafirlerimin ayıla bayıla yedikleri bir başka tat da Cafe Fernando'nun çikolatalı brownie'siydi. Bu tarif benim favorim ve en can kurtarılması gereken zamanlarda koz olarak kullanıyorum. Bu seferki brownie'yi iki kat malzeme ve yarım kilo çikolata ile hazırladım. Üzerini çekilmiş antep fıstığı ile süsledim. Sonuç olarak evlerine kocalarına ve diğer çocuklarına da götürdüler.



Menüdeki tuzlu çeşit ihtiyacı için son anda Saliha'da gördüğüm "tereyağlı poğaçaları" denemeye karar verdim. Poğaçaları bir gece önceden hazırlayıp şekillendirdim, tepsiye dizip yumurta sarılarını susamlarını serptim. Ertesi gün pişirdim ve sonuç harikaydı. Bir sonraki güne bir tane bile kalmamıştı.





Menüdeki son çeşitim ise "elmalı pay" dı. Günün en çok konuşulan tatlarındandı elmalı pay. Daha önce yemediklerine inanamıyorum çünkü her zaman çok klasik bir tariftir elmalı turta veya pay. Hamurunun mayalı olup olmadığı ise en büyük merak konusuydu. Yine evlerine giderken birer ikişer alınıp götürüldü. Bu arada herkese herkese bolca plastik kabımı dağıtmak zorunda kaldım inşallah hepsini geri alabilirim ;) Bu tarifi sonraki yazıma saklıyordum ama bir an önce paylaşmak istedim. Tarif yine Leman Cılızoğlu'ndan uyarlama ve kesinlikle garantili bir sonuç.

Malzemeler
3 adet elma-rendelenmiş
1 tatlı kaşığı dolusu tarçın
1 çorba kaşığı toz şeker
3 çorba kaşığı yoğurt
3 su bardağı un
250 gr. tereyağı
Yarım limon suyu
1 paket hamur kabartma tozu
4 tepeleme çorba kaşığı pudra şekeri
Yarım su bardağı iri çekilmiş ceviz

Elmaları bir tavaya koyun, üzerine toz şekeri serpin. Tarçın ve cevizi ekleyip karıştırın. Elmalar suyunu salıp çekene kadar pişirin. En fazla 15-20 dakika sürecek bir işlem bu. Daha sonra iç malzemenizi soğumaya bırakın.

Un, oda ısısında biraz yumuşamış yağ, kabartma tozu, limon suyu, pudra şekeri ve yoğurdu bir kaba koyup ele yapışmayan bir hamur yapın. Hamuru buzdolabında 10-15 dakika dinlendirin. Daha sonra yarım cm. kalınlığında açıp geniş ağızlı bir bardak ya da kalıpla yuvarlaklar kesin, bir kenarlarına soğumuş elmalı içi koyun. Yarım ay şeklinde hamuru bastırarak kapatın. 180 derecedeki önceden ısıtılmış fırında üzerleri pembeleşene dek pişirin. Bir kabın içine bolca pudra şekeri koyun, kabın içinde tek tek her yerlerini pudra şekerine bulayın, servis tabağınıza alın.



Afiyet Olsun!

Pazartesi, Mart 24

Cevizli Çin Kurabiyesi...



Son iki gündür oldukça yoğun ve hareketli günler yaşıyorum. Hani bahsetmiştim ya, oturduğum sitedeki yeni arkadaş grubumu ağırlamayı düşünüyorum diye, işte bugün onlar evimde davetlim olacaklar. İki gündür mutfakta koşuşturmacam sürüyor. Öncelikle nasıl bir menü belirlemeliyim diye yedim kendimi. Sonra da en çok canımın çektiklerinde karar kıldım. Sonuçta birbirinden farklı uyruklarda 8-10 kadın toplanacak ve kimin neyi seveceğinin garantisi yok. Bu nedenle bugüne kadar memnun kaldığım, merak ettiğim ve özlediğim lezzetleri bir araya topladım. Şimdilik tüm bunlar sonraki yazıma kalsın, biraz merak ettireyim sizi. Menümde bir şeker hamurlu pasta da var, aslında şekli şemali çok içime sinmedi ama bu pastayı yapma amacım biraz farklıydı. Türkiye'deyken elimi atmak isteyip de ulaştıramam diye girişmediğim butik pasta tasarımcılığına burada giriş yapmak istiyorum. Maksadım para kazanmaktan çok burada bulunduğum süreyi olabildiğince dolu dolu ve sevdiğim şeyleri yaparak geçirmek. Bu nedenle ufak bir reklam amaçlı, şeker hamurlu bir pastayı menüme katmaya karar verdim. Pastam hazır ve sonraki yazımda sizlerle olan biteni de paylaşırım artık ;)

Geçtiğimiz günlerde yine pasta kitabımdan bir kurabiyeyi çözümleyip pişirdim. Bu kurabiye de benim favorilerim arasına girdi. Bir tane yemekle bırakamayacağınız türden bir kurabiye bu. Denemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.

Malzemeler
140 gr. tereyağı
15 gr. sıvı yağ-1 çorba kaşığı
Bir tutam tuz
105 gr. toz şeker-1 çay bardağı+1 çorba kaşığı
1 çırpılmış yumurta
165 gr. un-1,5 su bardağı
20 gr. süttozu-2 çorba kaşığı/kahve kreması da olabilir
1 su bardağı iri dövülmüş ceviz
1 çay bardağına yakın kek kırıntısı(istediğiniz çeşit, önceden kalmış ya da topkek tarzı da olabilir)
Üzeri için 1 yumurta sarısı

Yapılışı
Yağlar ve toz şeker mikser yardımıyla iyice karıştırılır. Ardından çırpılmış bir yumurta eklenir, tekrar çırpılır. Geri kalan tüm malzeme eklenir, elle yumuşakça bir hamur yapılır. Hamur toparlanmazsa azar azar ama fazla olmamak kaydıyla un eklenebilir. Buzdolabında 10-15 dakika soğuyup, hamurun biraz sertleşmesi için bekletilir. Daha sonra ceviz iriliğinde parçalar koparılır, yuvarlanır ve tepsiye aralıklı dizilir. Üzerlerine yumurta sarısı sürülür. Önceden 170 dereceye ısıtılmış fırında, yumurta sarıları kızarana dek pişirilir.



Afiyet olsun!


Perşembe, Mart 20

Kahveli-Vanilyalı-Çikolatalı Kup...



Sıradaki tarifim enfes bir Çin kurabiyesiydi ama araya bir "es" koyayım istedim. Hiç merak etmeyin o yolda ama yolda olan başka bir şey var. Buraya eşimle beraber çalışmak üzere bir Türk aile geliyor. Bu hafta onlar misafirim oldular, buraya aynı bizim gibi 1 haftalığına hem şehri tanımak hem de ev tutmak için geldiler. Buradaki yalnızlığıma bir ortak geliyor. Özellikle geçtiğimiz hafta yaşadığım kötü tecrübeden sonra insanın nasıl başka bir insana muhtaç olduğunu bir kez daha anladım. Bir sabah hasta uyandım ve ne bana ne de oğluma bakacak kimsem yoktu. Eşim 1 haftalığına ülke dışındaydı. Arayacak kimsem olmadığı için tüm gün oğlum neredeyse aç kaldı, sadece yanında olabilmek adına yarı-baygın onun odasında yattım, o da kendi kendine oynadı, oyalandı. Çok şükür ki artık benim de "aman yetiş" diyeceğim biri olacak burada.

İşte geçtiğimiz salı gününde gelen misafirlerimin menüsü içindi bu leziz tatlı. Tarif, Türkiye İş Bankası yayınlarından "Dünyanın En Güzel Tatlıları" kitabından. Eşimin "biraz da sütlü tatlı lütfen" demesiyle araştırıldı ve en kolaylarından seçildi. Tatlıyı oluşturan temel kremayı biraz kuvertür ilavesiyle bir pastamda denemek istiyorum daha sonra.

Tarifteki malzemelerden birisi kafamı karıştırmıştı, mısır unu yazıyordu ve benim hiç de aklıma yatmamıştı. Sanırım çevirmen hatası vardı, o nedenle yerine mısır nişastası kullandım, çok da iyi etmişim. Yoksa koca malzeme doğruca çöpe gidecekti. (Kitaba sahip olanlar için bkz. sf.74)

Düzeltilmiş haliyle:
Malzemeler:
1,5 su bardağı toz şeker-285 gr.
6 yemek kaşığı mısır nişastası-90 gr.(ben 70 gr. kullandım, kıvamı gayet güzel oldu)
900 ml. süt
3 yumurta sarısı
6 çorba kaşığı tereyağı-75 gr.
1 çorba kaşığı nescafe
2 tatlı kaşığı şekerli vanilin ya da 1/2 çay kaşığı saf vanilya
2 çorba kaşığı kakao-30 gr.
Arzuya bağlı: 4-5 parça bitter veya sütlü çikolata, 3-4 parça beyaz çikolata (yaklaşık 30'ar gram çikolata gibi düşünün)

Süslemek için:
Yarım paket toz şanti, yarım su bardağından biraz az sütle çırpılacak, üzeri için istediğiniz süslemeyi kullanabilirsiniz

Yapılışı:
Toz şeker ve nişastayı bir tencereye koyalım, içine yarım su bardağı kadar sütü ilave edelim ve karıştıralım. Azar azar tüm sütü eklemeye devam edelim ve pütür kalmayana dek karıştıralım. Orta ateşe oturtalım ve sütü ısınana kadar karıştıralım. Kaynamadan önce yumurta sarılarını ilave edelim ve çırpma telimiz ile hızlı hızlı karıştıralım. Krema kaynayana dek karıştırmayı bırakmayalım, kaynadıktan sonra altını kısıp 1 dakika kaynatalım. Daha sonra ocaktan alalım ve hemen tereyağını ekleyelim. Tereyağı eriyene dek arada karıştırarak kremaya iyice karışmasını sağlayalım.

Tarifin orjinalinde bu işlemler malzemelerin üçte birleriyle, her seferinde tekrar yeni bir krema pişirerek yapılıyordu ama tek seferde pişirmenin de hiçbir zararı yok ;)

Kremamızı sıcakken hiç vakit kaybetmeden ister mutfak tartısıyla ister göz kararı, eşit 3 parçaya ayıralım. Ben birbirinin aynı kaselere böldüm, eşitlemesi kolay oldu. Her bir kaseye ayrı malzememizi katalım. Birine kakao ve isterseniz sütlü veya bitter çikolata parçaları, birine sadece neskafe, birine de vanilya ve isterseniz beyaz çikolataları ekleyelim.



Hepsini birer çatalla güzelce karıştıralım. (Kakao ve neskafede pütür kalmaması için mikserle de çırpabilirsiniz. Çikolatalar zaten kremanın sıcağından eriyecek)



Servis kaplarımızın en altına önce neskafeli karışımdan eşit olarak koyalım. Benim kullandığım bardaklarla 5 adet elde ettim ama biraz daha ince katmanlarla 6 da olurmuş. Tüm bardaklara neskafeli karışımı paylaştırıp bitirdikten sonra vanilyalı katmanları yapalım. Son olarak çikolatalı kremalarımızı paylaştırarak katları bitirelim.



Önceden hazırlayıp dolapta soğumaya bıraktığımız krem şantiyi yıldız uçlu bir sıkma torbasına koyalım ve üzerine krema sıkalım. Üzerini süslemek için toz antep fıstığı, file badem, fındık vs. kullanabilirsiniz.



Tatlınızı 2 gün önceden hazırlayabilirsiniz, hiçbir sulanma vs. olmuyor.

Afiyet Olsun!

Pazartesi, Mart 17

Çizgili-Meyveli Kek...



Acaba habire Çin tarifi veriyor olmamdan dolayı sıkıldınız mı? Eğer sıkıldınızsa bu tarif tamamen de Çin tarifi sayılmaz diyerek gönül rahatlığıyla yazayım o zaman :) Çünkü dışı onlara içi tamamen bana ait bir tarif bu. Teknik, pasta kitabımdan alıntı. Orjinal tarifte kekin kendisi sadeydi ve rulo hale getirilmişti. Bense evdekilerin biraz daha zengin aromalı ve daha faydalı bir kekten yararlanmasını istedim. Özellikle de boğazından gram meyve veya meyve suyu geçirmeyen oğlum için. Siz yine de bu tekniği, dışı çizgili rulo pastalar yapmak için kullanabilirsiniz; tabii sade pandispanya tarifi ile. Bu şekilde sunumu çok hoş oluyor kekin. Eğer isterseniz kekiniz piştikten sonra benim gibi kareler kesmek yerine, kalp bir kalıpla da şekil verebilirsiniz.

Malzemeler-Alt kısımdaki kakaolu çizgiler için
20 gr. eritilmiş tereyağı
3 silme çorba kaşığı pudra şekeri
3 silme çorba kaşığı un
2 silme çorba kaşığı kakao
2 yumurta akı
Yarım çay kaşığından biraz az hamur kabartma tozu
(Miktarlar yaklaşık 22*34 cmlik kalıp içindir, büyük fırın tepsisi için iki katı malzeme gerekiyor)

Eritilmiş tereyağına kakaoyu, şekeri katıp çırpalım. Un ve kabartma tozunu ekleyelim ve çırpalım. Katıca bir karışım olacak. İçine yumurta aklarını ilave edip mikserle 2-3 dakika kadar çırpalım. Yağlı kağıt serilmiş tepsimize karışımı dökelim. Önce spatula ile tüm karışımı eşit şekilde yayalım. Ardından kenarı tırtıklı plastikle yağlı kağıt üzerinde, elimizi hafif yatay tutarak önce boyuna çizgiler, ardından da dalgalar çizelim. Siz de istediğiniz gibi oynayabilirsiniz görüntü ile. Eğer elinizde bu aparat yoksa, dezenfekte edip kaynattığınız bir plastik tarağı da kullanabilirsiniz.



Hazırladığımız şekli korumak için kısa süreliğine buzdolabına kaldıralım. Bu sırada kekin diğer katını hazırlayalım.

Üst kat malzemeleri:
1 adet rendelenmiş elma
1 adet rendelenmiş sert armut
2 çorba kaşığı damla çikolata
1 su bardağı ceviz (irice parçalanmış)
1 silme tatlı kaşığı tarçın
2 su bardağı un
5 yumurta akı
3 yumurta sarısı
1 çay bardağı sıvı yağ
1 paket hamur kabartma tozu
1 paket şekerli vanilin
1 tepeleme su bardağı toz şeker (elmanız ekşiyse yarım su bardağı daha ilave edebilirsiniz)

Fırınımızı 170 dereceye ayarlayalım. Yumurta aklarını mikserle 2 dakika çırpalım, içine toz şekerimizi ve vanilyamızı ilave edelim. Karışım kabarıp, şeker eriyene dek çırpalım. İçine yumurta sarılarını ve yağı ilave edip tekrar çırpalım.



Rendelediğimiz meyvelerin suyunu süzgeç yardımıyla süzelim, biraz sıkalım. Rende meyveler, ceviz, damla çikolata ve tarçını hamura katalım, mikserin düşük devriyle çırpalım. Daha sonra un ve kabartma tozunu beraber ilave edelim ve yine mikserin en düşük devri ile un ancak karışana dek çırpalım. Dolaptan çıkardığımız tepsimize hamurumuzu yayalım. Gerekirse spatula ile eşit şekilde düzeltelim. Önceden ısıttığımız fırınımızda üzeri kızarana kadar pişirelim. (Bir bıçak yardımı ile pişip pişmediğini kontrol edebilirsiniz) Kekimizi ters çevirip soğumaya bırakalım. İyice soğuduktan sonra dikkatlice ve yavaş yavaş yağlı kağıdı sıyıralım. Kenar kısımlarda biraz çizgi kaybı olabilir, onları benim gibi kesip daha sonra kullanmak üzere saklayabilirsiniz.



Afiyet Olsun!

Perşembe, Mart 13

Kısıtlı Şartlar İçin Cheesecake...



Çin mantılarının tarifini verdiğim yazımda, yakında hakkımda iki ayrı yazımın yayınlanacağını söylemiştim. O yazılar yayınlandı ve hemen sizlerle paylaşmak istedim. Biliyorsunuz buraya gelmeden önce 6 ay Çince dersi almıştım. Kursu aldığım merkezle hala iletişimim devam ediyor, sevgili öğretmenim beni arayıp sormayı ihmal etmiyor. Geçtiğimiz hafta benden Çince öğrenmemle ilgili ve Çin'deki yaşantıma dair iki ayrı yazı rica etti. Böylece diğer arkadaşlarla beraber hem Çin'i tanıtmış, hem de Çince öğrenmenin nasıl bir şey olduğunu merak edenler için ufak çaplı bir rehberlik oluşturmuş oluyoruz ilk ağızdan. Çince öğreniyorum ve Çin'de yaşıyorum başlıklı iki ayrı yazım için lütfen linklerin üzerine tıklayın ;)

Başlık dikkatinizi çekmiştir neden acaba diye. Çin'de peynir ve çeşitleri yok malesef. Sadece ithal mallar içeren METRO alışveriş merkezinde bulabiliyorum, o da bazen. Her gittiğimde olmuyor. Zaten bulabildiğim tek peynir çeşidi (cheesecake yapmaya uygun) maskarpone peyniri. Onun haricinde bolca Fransız peyniri ve kaşar niyetine, rendelenmiş mozzarella var. Tabii fiyatlarından bahsetmeme gerek yok, biraz uçuk kalıyor ülkemize göre. METRO'ya ise her istediğimde gidemiyorum çünkü evime uzak. Buraya taşınmadan önce eşyalarımızla teneke ile beyaz peynir yollarak beyaz peynir açığımızı kapattık ama labne, krema peyniri gibi açığım devam ediyor. Evde her hafta en az bir adet cheesecake pişiren biri için acı verici olduğunu hissedebiliyorsunuzdur sanırım. Bir de o gün cheesecake kriziniz tutup alışverişe de gitme imkanınız yoksa daha beter. Kendimce bir çözüm üretmek için internette peynir yapımı ile ilgili pek çok site inceledim ama kek için uygun bir tanesini bulamadım. Ta ki kayınvalidem eskiden yoğurtla sütü kestirerek lor elde ettiklerini, belki o peynirin işime yarayabileceğini söyleyene kadar. Dün bir deneme yapmak üzere mutfak başına geçtim. İşte peyniriniz yokken yapabileceğiniz bir tarif. Bu tarif de Çin pastacılığı kitabımdan. Tabii ki özlerinde peynir ve peynir kültürü olmayan bir ulusun tatlısı değil bu tarif. Batıdan alınma ve uyarlama. Yani bizlerin herzaman yaptığının bir çeşidi.

Tarifteki ölçüyü yine yarıya indirerek 18 cm'lik çemberimle pişirdim. Önce lor peynirimi hazırladım:

Malzemeler:
600 ml. süt
1,5 çorba kaşığı yoğurt

Sütü bir tencereye koyup kaynatın. Kaynayıp fokurdamaya başlayan sütün içine yoğurdu ekleyin ve karıştırarak kesilmesini sağlayın. Bir müddet arada karıştırarak sütün iyice kesilip peynirin iyice toplanmasını bekleyin. Bu süre tahmini 10-15 dakika sürecek. Daha sonra sulu peyniri bir süzgece aktarın ve bir kenarda suyunu süzmeye bırakın. Geriye 200 gr. kadar peynir kalacak.



Cheesecake için malzemeler:
7 adet bisküvi, rondodan geçirilmiş-Eti Burçak kullandım
1 çorba kaşığı tereyağı
85 gr. toz şeker-çok dolu olmayan 8 çorba kaşığı
2 küçük ya da bir irice yumurta-çırpılmış
35 gr. un- 3 silme çorba kaşığı
20 gr. yoğurt-1 çok dolu olmayan çorba kaşığı
130 gr. sıvı krema-1 tam dolu çay bardağı+2 çorba kaşığı
1 çay kaşığı vanilya
1 çorba kaşığı limon suyu, yarım çorba kaşığı limon kabuğu rendesi

Üstü için:
Çeyrek paket Dr. Oetker çilekli-frambuazlı meyve sosu
Yeteri kadar çilek

Yapılışı:
Fırınınızı 150 dereceye ısıtın. Bisküvileri erittiğiniz tereyağı ile karıştırın. Kalıbınızın tabanına bastırarak döşeyin. (kelepçeli ya da şekildeki gibi 2 kat yağlı kağıtla tabanı sarılmış çember) Eğer çember kullanacaksanız kalıbınıza bisküvileri döşemeden önce fırın tepsinize oturtmayı ihmal etmeyin ki taşırken dökülmesin.



Bir karıştırma kabında önceden hazırladığınız peynir ve toz şekeri, karışım krema gibi pütürsüz olana dek çırpın. Ardından çırpılmış yumurtayı ve yoğurdu ekleyin. Limon kabuğu rendelerini ve suyunu ekleyin, çırpın. Kremayı ekleyin. (önceden ayrı bir kapta tek başına çırpıp katılaşmasını sağlarsanız daha iyi olur, ben aceleye getirdim) Son olarak un ve vanilyayı ekleyerek çırpma işlemini tamamlayın. Karışımı kalıbınıza aktarıp ısınmış fırınınıza koyun. Yaklaşık 1-1:15 dakika kadar pişirin. Üzeri hafif kızarınca fırınınızı kapatın içerde yarım saat bırakın. Daha sonra dışarıda soğumaya alın.




Üzeri için çeyrek paket meyveli sosu, pakette yazana göre çeyrek miktar su ile hazırlayın. Soğumuş kekinizin üzerine 1-2 çorba kaşığı yayın, üzerine yıkanıp kurulanmış çilekleri dizin. Kalan sosu çileklerin üzerinde gezdirin. Buzdolabında en az 4-6 saat dinlenmeye bırakın.



Afiyet Olsun!